Güzelyalı Sahilindeki Kafeler Yaz Sezonuna Hazır mı?

güzelyalı
güzelyalı

Mudanya’nın yazı başka, Güzelyalı’nın yazı bambaşka. Denizin hemen kıyısında, martı seslerinin fon yaptığı bir yerde, akşamüzeri serinliğinde bir yudum kahvenin tadı… İşte tam da bu yüzden, her bahar geldiğinde aklıma düşer: Güzelyalı sahilindeki kafeler bu yaz sezona hazır mı?

Güzelyalı, Mudanya’nın belki de en sahici yüzlerinden biri. Ne tam turistik, ne de tamamen yerli. İkisini bir arada sunan, denizle iç içe, ama karmaşanın dışında kalabilen bir yer. Yazın gelişini burada en çok sahil boyunca uzanan kafelerden anlarsın. Sandalyeler dışarı taşmaya başlamışsa, gölgelikler yenilenmiş, menülerde “yeni” ibareleri çoğalmışsa, bil ki sezon kapıda.

güzelyalı
güzelyalı

Geçen hafta sonu, biraz da bu merakla düştüm Güzelyalı yollarına. Mudanya merkezinden minibüse atladım, on beş dakikada sahildeydim. Güzelyalı iskelesinin oralarda yürürken, dikkatimi çeken ilk şey sakinliğin hâlâ bozulmamış olmasıydı. Ama kafelerde bir hareket, bir hazırlık telaşı vardı. Sandalyeler siliniyor, masa örtüleri değiştiriliyor, menü panoları yeniden yazılıyor… Kimisi daha minimalist, kimisi rengârenk ve cesur.

Bazı kafeler geçen sezona göre kendini epey yenilemiş. Örneğin iskeleye yakın küçük ama sevimli bir kahveci, bu yıl üçüncü dalga kahveye geçmiş. Bunu duyunca bir espresso aldım, yanında da Mudanya’nın meşhur zeytinli çöreğinden. Denize karşı, hafif bir rüzgarla o kadar iyi gitti ki…

Ama her şey tozpembe mi? Değil elbette. Bazı kafeler hâlâ geçen yazdan kalmış gibi. Ne dekorasyonda bir değişiklik, ne de menüde bir yenilik var. Oysaki Güzelyalı gibi potansiyeli yüksek bir sahil şeridi, daha fazlasını hak ediyor. Mudanya’nın enerjisiyle birleşince, bu sahil çizgisi adeta bir yaz kartpostalı gibi olmalı. Lakin hâlâ kendi içinde bir rekabet eksikliği hissediliyor.

Yine de umut var. Çünkü Güzelyalı bir yerlere yetişme telaşında değil. O, kendi ritminde hazırlanıyor yaza. Acele etmeden, içtenlikle. Mudanya’nın huzurunu, Güzelyalı’nın sadeliğini kaybetmeden…

Belki de bu yüzden burayı seviyoruz. Çünkü buradaki yaz, bir koşuşturma değil; bir ritüel. Ve kafeler de bu ritüelin bir parçası. Kimisi hazırlığını tamamlamış, kimisi yolda. Ama hepsinin ortak noktası, seni yazın yavaş ritmine davet ediyor olmaları.

Bu yaz yolun düşerse Mudanya’ya, Güzelyalı sahilinde bir kahve iç derim. Ve kafelerdeki detaylara dikkat et… Çünkü yaz, bazen bir sandalye gölgesinde, bazen bir menü köşesinde saklıdır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*